Usta oyun geliştirici Chris Crawford'tan yeni bir oyun, Balance of Power:21th Century. Aslında 1985'te çıkan ve inanılmaz bir başarı sağlayan Balance of Power'ın devam oyunu diyebiliriz. İlk oyunda soğuk savaş döneminde ABD'nin başına geçiyorduk. Şimdi ki oyunda ise 11 Eylül olayları sonrası ABD'nin başına geçiyoruz.
Buraya kadar herşey klişe gözükebilir ama Chris Crawford için usta derken öylesine konuşmuyordum. Yaptığı oyunların hepsi derinlikli ve ciddi oyunlardır, karşınızdaki oyun size klişe bir konudan çok daha fazlasını sunuyor inanın. Eğer ciddi stratejilerden hoşlanıyorsanız, ya da en azından oyunların sanat olabileceğine inanan ve bu konuda çalışan bir ustanın oyununu merak ettiyseniz kesinlikle deneyin, pişman olmayacaksınız.
Mount&Blade: Warbands
Taleworlds'ün harika oyunu Mount&Blade'in ek paketine dair yeni videolar San Fransisco'daki GDC'de yayınlandı. Ek paket hakkında bişeyler okumak isteyenleri şu forum başlığına alalım.
Videoları izlemek isteyenlerde şu linkleri kullanabilir:
http://www.youtube.com/watch?v=K16bIpGnd1o
http://www.youtube.com/watch?v=7GX_Nj_QY8g
http://www.youtube.com/watch?v=HlFbNlCby-Y
Videoları izlemek isteyenlerde şu linkleri kullanabilir:
http://www.youtube.com/watch?v=K16bIpGnd1o
http://www.youtube.com/watch?v=7GX_Nj_QY8g
http://www.youtube.com/watch?v=HlFbNlCby-Y
7DRL 2009 Sona Erdi
Aslında çok önce sona erdi, ama ben bırakın 7drl'ye katılmayı buraya yazmayacak kadar yoğun olduğumdan ancak haberini girebiliyorum.
Katılımcıların oyunlarına erişmek için tıklayın.
Katılımcıların oyunlarına erişmek için tıklayın.
Unity 2.5 yayınlandı
Tarayıcı içinde bile çalışabilen platfromlar ötesi 3D oyun motoru Unity'nin 2.5'uncu sürümü çıktı. Şaheser niteliğindeki bu oyun motoru ücretli olmasına rağmen (fakir) Indie piyasasının son zamanlarda en çok ilgi gösterdiği yazılımlardan biri.
2.5'uncu sürüm ile birlikte motora eklenen en önemli özellik, Windows desteği. Eskiden, Unity'de yapılan oyunlar Windows'ta da oynanabiliyordu, lakin Unity'nin araçları sadece MacOsX'e özgüydü. Ayrıca yeni eklenen bir özellik de 3DSMax'tan direk import desteği.
Yeni eklenen özellikler listesi şuradan:
Pax10 başvuruları başladı
Penny Arcade Expo'nun indie oyunlar için düzenlediği PAX10 yarışması için başvurular başladı. Yarışmaya katılan oyunlar arasından seçilecek olan 10 finalst oyunun yapımcılarına oyunlarını Ekim ayında Washington'da düzenlenecek olan PAX Oyun Fuarında tanıtma imkanı verilecek. Yarışmanın galibi, fuarın son günü düzenlenecek oylamayla fuara gelen ziyaretçiler tarafından belirlenecek.
Yarışmaya sadece tamamen yapımcısının kendi imkanlarıyla yaratılmış, oynanabilir ve stand-alone olan oyunlar katılabiliyor.
Daha fazla bilgi için.
Yarışmaya sadece tamamen yapımcısının kendi imkanlarıyla yaratılmış, oynanabilir ve stand-alone olan oyunlar katılabiliyor.
Daha fazla bilgi için.
Dwarf Fortress
Öncelikle tembelliğimden dolayı sizden özür dilememe izin verin. Çünkü şu an size tanıtmakta olduğum oyun 2008'in belkide en iyi indie oyunuydu. En azından en çok konuşulan oyunu olduğu kesin.
Dwarf Fortress ilginç bir oyun. Klasik bir roguelike olarak doğan oyun zamanla klasik rl modunu (oyundaki ismi adventure) koruyup, çok ilginç bir oynanış sunan fortress modunu edinmiş. Zaten oyunu bu kadar popülerleştirende bu modu. Fortress modunda oyun size 6 ader cücenin kontrolünü veriyor ve bu cüceler ile yabanlıkta sıfırdan bir cüce şehri kurmaya başlıyorsunuz. Ufak bir kamp kurarak başladığınız oyunda eğer başarabilirseniz muhteşem bir şehir sahibi olana kadar ilerleyebiliyorsunuz. Yapabileceklerinizin bir sınırı yok. İster yeraltına doğru kazarak ilerleyin, isterseniz şehrinizi sadece yerüstüne kurun. İsterseniz ikisini de yapın. Madencilik, odunculuk, çeşitli zanaatler( demircilik, marangozluk, ahçılık, içki üretimi vs.), tarım, hayvanlıcık, avcılık, balıkçılık ve askerlik gibi birçok konuyla uğraşabiliyor cüceleriniz oyunda. Ama tehlikeli ve zor bir dünya Dwarf Fortress'ın size sunduğu.
Oyunun oynanışı Sims'i hatırlatıyor. Tabi grafikler ascii ama yine de tıpkı Sims'teki gibi karakterlerimizi direk kontrol etmiyoruz. Onlara yapmaları için işler veriyoruz ve onlar kendi istek ve becerilerine göre verilen işlerden birini yapmaya gidiyorlar. Ama morali bozuk bir cücemiz verilen işleri yapmak istemeyebiliyor. Evet, Sims'e benzetmemin bir sebebi de bu. Oyunda bir yandan şehrinizi büyütürken bir yandan da cücelerinizi memnun etmeniz gerekiyor. Kendilerine ait bi oda, çalışacak uygun bir yer, boş zaman, temizlik (haşereler büyük sorun :)), yemek ve güzel içki istiyor cüceleriniz.
Oyunun geçtiği dünya her seferinde baştan rastgele yaratılıyor. Ama çok gelişmiş bir sistemi var oyunun. Bu sayede inanılmaz detaylı dünyalar yaratılıyor. Bu dünyalarda size saldıracak goblinler yada ejderhalar olabileceği gibi sizinle ticaret yapacak insan ve elfler de bulunabiliyor. Dediğim gibi oyunun rastgele içerik geliştirme sistemi çok gelişmiş. Aynı zamanda yapay zeka da çok ilginç şeyler yapabiliyor. Öyle ki siz oyuna devam ettikçe başınıza öyle ilginç şeyler gelmeye başlıyor ki çoğu senarist akıl bile edemez. Oyun hiç hikayesi olmadan ve tamamen rastgele yaratılmış dünya ve karakterlerle başlasa bile zamanla kendi hikayesini oluşturuyor. Örnek görmek isterseniz şu blog'a bakabilirsiniz. Dwarf Fortress Wiki'sinde daha başkaları da var.
Oyunun kötü yanları yok değil. İlk göze çarpan özelliği ascii grafikleri. Bu özellik çoğu oyuncuyu itebilir. Ama biraz dayanırsanız alışabiliyor, hatta sevmeye başlayabiliyorsunuz. Ben alışamam diyenler için sizi seven biri çok güzel bir tileset hazırlamış, sayesinde daha anlaşılabilir grafiklerle oyunu oynayabiliyorsunuz. Diğer sorun ise oyunun roguelike kökeninden geliyor. RL'ler çok zor oyunlardır. Ölmenin binlerce farklı yolu vardır bu oyunlarda, sadece yeterince sabrı olanlar dayanabilir bu oyunlara. Dwarf Fortress'ta pek farklı sayılmaz. Oyun ilk olarak çok şey içerdiği için hepsini öğrenmesi oldukça zaman alıyor. Sandbox denilen sizi tamamen serbest bırakan bir oynanışı var oyunun. Bu yeni başlayan birini ne yapacağını bilemez bir şekilde bırakıyor. Size tavsiyem oyunun wiki'sine gitmeniz ve başlangıç rehberlerini (birden fazla var :)) okumanız. Oyun hakkında birşeyler bilerek başladığınızda bile oyun zor ama öğrendikçe aşılamayacak bir zorluk değil. Ayrıca DF'de dedikleri gibi "Dying is fun!" :).
Oyun Windows ve Mac platformlarında çalışıyor, ücretsiz bir oyun. Ama geliştirici Bay12 Games oyuncuların bağışları ile hayatta kalan bir firma, eğer oyunu sevdiyseniz ve imkanınız varsa bağış yapmayı es geçmeyin. Ana bağış yöntemi paypal olsa da farklı yöntemlerde sunmuşlar.
Dwarf Fortress ilginç bir oyun. Klasik bir roguelike olarak doğan oyun zamanla klasik rl modunu (oyundaki ismi adventure) koruyup, çok ilginç bir oynanış sunan fortress modunu edinmiş. Zaten oyunu bu kadar popülerleştirende bu modu. Fortress modunda oyun size 6 ader cücenin kontrolünü veriyor ve bu cüceler ile yabanlıkta sıfırdan bir cüce şehri kurmaya başlıyorsunuz. Ufak bir kamp kurarak başladığınız oyunda eğer başarabilirseniz muhteşem bir şehir sahibi olana kadar ilerleyebiliyorsunuz. Yapabileceklerinizin bir sınırı yok. İster yeraltına doğru kazarak ilerleyin, isterseniz şehrinizi sadece yerüstüne kurun. İsterseniz ikisini de yapın. Madencilik, odunculuk, çeşitli zanaatler( demircilik, marangozluk, ahçılık, içki üretimi vs.), tarım, hayvanlıcık, avcılık, balıkçılık ve askerlik gibi birçok konuyla uğraşabiliyor cüceleriniz oyunda. Ama tehlikeli ve zor bir dünya Dwarf Fortress'ın size sunduğu.
Oyunun oynanışı Sims'i hatırlatıyor. Tabi grafikler ascii ama yine de tıpkı Sims'teki gibi karakterlerimizi direk kontrol etmiyoruz. Onlara yapmaları için işler veriyoruz ve onlar kendi istek ve becerilerine göre verilen işlerden birini yapmaya gidiyorlar. Ama morali bozuk bir cücemiz verilen işleri yapmak istemeyebiliyor. Evet, Sims'e benzetmemin bir sebebi de bu. Oyunda bir yandan şehrinizi büyütürken bir yandan da cücelerinizi memnun etmeniz gerekiyor. Kendilerine ait bi oda, çalışacak uygun bir yer, boş zaman, temizlik (haşereler büyük sorun :)), yemek ve güzel içki istiyor cüceleriniz.
Oyunun geçtiği dünya her seferinde baştan rastgele yaratılıyor. Ama çok gelişmiş bir sistemi var oyunun. Bu sayede inanılmaz detaylı dünyalar yaratılıyor. Bu dünyalarda size saldıracak goblinler yada ejderhalar olabileceği gibi sizinle ticaret yapacak insan ve elfler de bulunabiliyor. Dediğim gibi oyunun rastgele içerik geliştirme sistemi çok gelişmiş. Aynı zamanda yapay zeka da çok ilginç şeyler yapabiliyor. Öyle ki siz oyuna devam ettikçe başınıza öyle ilginç şeyler gelmeye başlıyor ki çoğu senarist akıl bile edemez. Oyun hiç hikayesi olmadan ve tamamen rastgele yaratılmış dünya ve karakterlerle başlasa bile zamanla kendi hikayesini oluşturuyor. Örnek görmek isterseniz şu blog'a bakabilirsiniz. Dwarf Fortress Wiki'sinde daha başkaları da var.
Oyunun kötü yanları yok değil. İlk göze çarpan özelliği ascii grafikleri. Bu özellik çoğu oyuncuyu itebilir. Ama biraz dayanırsanız alışabiliyor, hatta sevmeye başlayabiliyorsunuz. Ben alışamam diyenler için sizi seven biri çok güzel bir tileset hazırlamış, sayesinde daha anlaşılabilir grafiklerle oyunu oynayabiliyorsunuz. Diğer sorun ise oyunun roguelike kökeninden geliyor. RL'ler çok zor oyunlardır. Ölmenin binlerce farklı yolu vardır bu oyunlarda, sadece yeterince sabrı olanlar dayanabilir bu oyunlara. Dwarf Fortress'ta pek farklı sayılmaz. Oyun ilk olarak çok şey içerdiği için hepsini öğrenmesi oldukça zaman alıyor. Sandbox denilen sizi tamamen serbest bırakan bir oynanışı var oyunun. Bu yeni başlayan birini ne yapacağını bilemez bir şekilde bırakıyor. Size tavsiyem oyunun wiki'sine gitmeniz ve başlangıç rehberlerini (birden fazla var :)) okumanız. Oyun hakkında birşeyler bilerek başladığınızda bile oyun zor ama öğrendikçe aşılamayacak bir zorluk değil. Ayrıca DF'de dedikleri gibi "Dying is fun!" :).
Oyun Windows ve Mac platformlarında çalışıyor, ücretsiz bir oyun. Ama geliştirici Bay12 Games oyuncuların bağışları ile hayatta kalan bir firma, eğer oyunu sevdiyseniz ve imkanınız varsa bağış yapmayı es geçmeyin. Ana bağış yöntemi paypal olsa da farklı yöntemlerde sunmuşlar.
IndieCade 2009 başvuruları başladı
Indie piyasasının en başarılı tanıtım aracısı olan IndieCade, 2009'da oyun fuarlarında görücüye çıkmak isteyen bağımsız oyunlar için başvuruları başlattı. Yıl boyunca bütün büyük oyun fuarlarında stand açıp başarılı Indie oyunların tanıtımını yapıp gereken maddi desteği sağlayacak olan olan IndieCade'e, Konsoldan Tarayıcı oyunlarına, Cep telefonu oyunlarından Modifikasyonlara kadar her tür bağımsız oyun yapımcısı ve tasarımcısı başvurabiliyor. Adaylar arasından en büyük potansiyele sahip olanların seçileceği IndieCade'e başvurular 30 Nisan'a kadar sürecek.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)