AGS Awards 2009


AGS Awards 2009 ödülleri açıklandı. Macera oyunları dünyasına birçok yeni oyun kazandıran AGS oyun motoru ile uğraşan aktif bir topluluk bulunmakta. AGS Awards'ta işte bu topluluğun AGS ile geliştirilmiş oyunları teşvik etmek, duyurmak ve onore etmek için verdiği bir ödül. BigBlueCup forumlarının IRC kanalında yapılan ödül törenine ait log'lara buradan ulaşabilirsiniz.

Ve merak ettiğiniz an, bu senenin en iyi Macera oyunu ödülü "Time Gentlemen, Please" e gidiyor. Aynı zamanda 3 kategoride daha ödül almasına rağmen yarışmayı tek başına domine etmiyor TGP. Görünen o ki 2009 Macera oyunu sevenler için iyi geçmiş, birçok güzel oyun ödülleri paylaşıyor. Diğer oyunlar ve ödüller için ödül listesine bakacaksınız, çünkü ben tembel bir editörüm :).

Monaco

Monaco benim bu seneki IGF finalistleri arasındaki favorim. Pocketwatch Games tarafından geliştirilen oyun 4 kişilik co-op bir hırsızlık oyunu. Evet, emekli olmadan son bir iş daha diyerek ekip halinde soygunlar düzenlediğimiz ve göründüğü kadarıyla inanılmaz eğlenceli olan bir oyun. Venture Africa ve Venture Arctic gibi eğitici simulasyon oyunlarından sonra kesinlikle Pocketwatch Games'ten beklemediğimiz tarzda bir oyun ama şikayetçi değiliz. Geliştiriciyle RPS'de yapılan bir süper eğlenceli bir röportajı okumak için buraya, oyunun facebook sayfasına gitmek için buraya tıklayın.


Balloon in a Wasteland



Karanlık kasvetli bir gecede kimsesizliğin ortasında Balon'la gezmek mantıklı iş değil. Eh Balon patlarda yere çakılırsanız sızlanmanın alemi yok, siz kaşınmışsınız bir defa. Balloon in a Wasteland'de düşen balonumuzu tamir etmeye çalışıyoruz. Ama işler o kadar kolay değil. Gecenin karanlığında garip yaratıkların ardı ardına saldırıları geliyor. Balonumuzu tamir ederken birde bu yaratıklarla savaşıp hayatta kalmaya çalışıyorsunuz. Yaratıklar dalga dalga geliyor ve gittikçe de zorlaşıyor ama sizde öldürdüğünüz yaratıklardan para kazanıp yeni silahlar alabiliyor ya da var olan silahlarınıza upgrade'ler yaptırabiliyorsunuz.
Oyun basit ama atmosferik grafik ve müzikleriyle, tower defence tarzı oynanışa getirdiği yeniliklerle size eğlenceli dakikalar sunuyor. Oynamak için tıklayın.

The Spirit Engine 2 Freeware Oluyor

2008'in en başarılı Indie Rpg'lerinden biri olan ve GameTunnel tarafından 2008'in en iyi Rpg'si seçilen (ayrı bir ek olarak belirteyim Mount&Blade 2. oldu o sene) The Spirit Engine 2'nin yapımcısı Mark Pay forumunda oyunun satışlarının hiç iyi gitmediğinden dem vurdu. Bu konudaki suçun kendi üzerinde olduğunu belirtip, başta pazarlama ve reklam olmak üzere birçok konuda daha çok çalışması gerektiğini söyledi. Oyunun bu ticari başarısızlığını göz önüne alarak kendi sözleriyle
"Bari herkes oyunu bedava oynayabilsin, sadece beleşçi korsanlar değil."
diyerek oyunu en kısa zamanda freeware olarak yayınlayacaklarını duyurdu.

Oyuna son bir patch çıkarıp aynı zamanda hala yayınlanmakta olduğu çeşitli portallarla ilgili anlaşmaları bitirir bitirmez oyunu freeware olarak yayınlamayı düşünüyorlarmış. Açıkcası Indie Rpg'leri seviyorsanız ve bu geliştiriciyi desteklemek isterseniz henüz hala oyun satılıyorken (hem de $10 gibi düşük bir ücretten) bence hiç vakit kaybetmeyin ve oyunu satın alın. Eğer emin olamıyorsanız oyunun demosunu ya da freeware olan ilk versiyonu The Spirit Engine'i deneyebilirsiniz.

Neden Bağımsız Oyunlar?

Lost Garden blog'unda Danc bu konuda çok güzel bir yazı yazmış. Bende bir iki kelam etmek istedim. Benimkisi kısa bir yazı olacak. Daha çok fikirlerimi kısaca belirtmek ve sizin konu hakkındaki yorumlarınızı almak istiyorum. Başlıyorum.

Eskiden oyunları insanlar yapardı. Günümüzde ise çalışan orduları hazırlıyor. Eskiden yapılan oyunların bize daha iyi gelmesindeki birinci sebeb zaten bu, o oyunlar yapılırken yapan insanlar kendilerinden birşeyler katıyorlardı. Günümüzdeki dev oyun sektöründe bir oyun tasarlandığında ilk önce ticari açıdan ele alınıyor. Ondan sonra ise oyuna kendinden birşeyler katabilmek o kocaman çalışan ordusu içinden sadece bir avuç adamın elinde oluyor ki onların sınırlı katkısı ise asla yeterli olmuyor.

İşte Bağımsız Oyunları tercih etmemin sebebi bu. Oyunu oynarken o insanların katkısını hissedebiliyorum. Bizzat kendilerinden bir parçayı katıyorlar oyunlarına. Bu oyuncu ve oyun geliştirici arasında muhteşem bir bağ oluşmasına neden oluyor. Tamam bu insanlarda oyunlarını satmak istiyorlar, sonuçta bu da bir iş ve geçindirmeleri gereken aileleri, ya da en azından kendileri var. Herkes para kazanmak zorunda. Ama hiçbir indie geliştirici oyununu tasarlarken ticari başarısını düşünmüyor. Bunu çok rahatlıkla söyleyebiliyorum. Hepsi bir sonraki oyunlarını yapmak ve oynamak istedikleri oyun ne ise o şekilde yapmaya çalışıyor. İşte bu bütün o muhteşem prodüksiyonların, o paranın ve çalışan ordusunun asla başaramayacağı birşey bence. İşte bu yüzden Bağımsız Oyunlar diyorum. Peki ya siz?

Dwarf Fortress

Dwarf Fortress geçtiğimiz yılların en çok ilgi çeken oyunlarından biriydi. Bu ilgiyi de sonuna kadar hak ediyordu doğrusu. 2 kardeşin geliştirdiği bu freeware oyun inanılmaz boyutlarda ilgi gördü ve hatta sadece bağışlar yoluyla bu iki kardeşin tam zamanlı olarak oyun üzerine çalışmaları imkanını yaratacak kadar. Peki ya o kadar roguelike'ın arasında bu oyun nasıl bu kadar sivrildi, işte o da adında gizli :).

DF'de iki mod bulunmakta. İlki olan "Adventurer" modu oyunu klasik bir roguelike şeklinde oynadığınız bir mod. Açıkcası bu mod'a adam gibi bakmadığım için pek yorum yapamayacağım ama öğrendiğim kadarıyla ortalamanın üstü bir roguelikemış. Ama bu kısım çokta önemli değil. Asıl mesele 2. mod olan "Dwarven Outpost" modu. Bu modda size verilen bir avuç dwarf ve kaynak ile yaban bi diyara gidip sıfırdan başlayarak kendi dwarf outpost'unuzu kurmanız bekleniyor. Bu küçük outpost yeteri kadar uzun süre hayatta kalabilirseniz zamanla bir şehre ve krallığa dönüşebiliyor. Tabii roguelike ruhuna uygun olarak bolca öldüğünüz, daha doğrusu outpost'unuz yıkıldığı için bu o kadar da kolay olmuyor.

Oyunun genel oynanışı sims mantığında diyebiliriz. Dwarflarımızın herbirinin çeşitli meslek ve yetenekleri oluyor. Bizim outpost'ta verdiğimiz görevleri o an orada bulunan en uygun dwarf gerçekleştiriyor ve bizim gözetimimizde dwarflarımız hayatlarını sürdürürken outpost'umuz gün geçtikçe büyüyor. Örnek olarak mesela toprağın kazılıp tüneller ve odalar yapılması emri verdiğinizde madenci dwarflarınız ellerinde kazma gidip işi yapıyorlar ama açılan odalara taş masalar yapılması emri verdiğinizde bunu yapan taş ustası dwarflarınız oluyor, tabi elinizde yeterince taş olması şartıyla.

Oyunu bu kadar muhteşem yapan şey sims'e benzer oynanışı değil, bu oynanışı muhteşem bir yapay zeka, aşmış bir dünya yaratıcı kod ve dehşet bir derinlikle birleştirmiş olması. Her oyun tamamen bir diğerinden farklı oluyor zaten en başta dünya yaratılırken daha ilk çağlarından itibaren tarihi ile birlikte yaratılıyor. Oyunda yaşanan olaylar, dwarflarınızın olaylara tepkileri (ki bazen çok saçma olabiliyor ama o zaman bile inanılmaz eğlenceli olmayı kesmiyor oyun :)) ile muhteşem olmayı başarıyor oyun.

Oyunun bahsedilebilecek iki eksisi var. İlki başlamasının çok zor olması. İlk oyuna başladığınızda kesinlikle ne yapmanız gerektiğini bilemiyorsunuz. Ama bu wikisini ve forumları okuyup hazırlanarak oyunun başına geçerseniz o kadar sorun olmuyor. Bu yüzden size tavsiyem oyunun wiki'sine girin ve başlangıç rehberlerini en azından bir defa okuyup öyle başlayın oyuna. İkinci eksikte ascii grafikleri oldukça kafa karıştırıcı olabiliyor, özellikle de oyuna yeni olduğunuzda. Ama bu ikinci eksik için bir çözüm bulunmakta, oyunun fanları tarafından oyun için çeşitli tilesetler hazırlanmış durumda bunları da kullanmanız mümkün.

Sonuç olarak Dwarf Fortress muhteşem bir oyun, oynamazsanız çok şey kaçırmış olursunuz. Kesinlikle deneyin.

Indie Love Bundle


Bağımsız oyun severlere müjde, önümüzdeki 6 gün (ve 6 saat) boyunca 6 ödüllü bağımsız oyun Indie Love Bundle adı altında hepsi bir arada tam $20 dan satılacak. Birbirinden güzel oyunların bulunduğu bu seti kaçırmayın. Bağımsız oyunlar dünyasında yeniyseniz sıkı bir başlangıç için mükemmel bir set, zaten setteki birkaç oyun sizde varsa bile yine kaçmaz çünkü sadece 1 oyun fiyatına 6'sına birden sahip olacaksınız. Sizde olan oyunları bir arkadaşınıza hediye eder, onuda bağımsız oyunlar dünyasına kazandırırsınız belkide :).

Sette bulunan oyunlar :
And Yet It Moves
Auditorium
Aztaka
Eufloria
Machinarium
Osmos

High Speed Chase 2


High Speed Chase 2 üstten bakışlı (top-down demeye çalıştım) bir araba tokuşturmaca oyunu. Oyunda özel olarak eğitilmiş bir ajan olarak her bölümde size verilen hedef araçları patlatmaya çalışıyorsunuz. Bunu yapmanın en basit yolu o araçlara çarpmak tabi ki, ama tek yöntem bu değil, yolda sizi hızlandıran, silah veren, uçmanızı sağlayan vs. vs. bir sürü power-up ile de karşılaşıyorsunuz. Ayrıca yolda yarattığınız karmaşa artmaya başladığında poliste peşinize takılıyor. Oyun oldukça kolay başlıyor ve hızla kavrıyorsunuz temel oynanışı, bundan sonra da gittikçe oyunun temposu artmaya başlıyor. Özellikle de ileriki bölümlerde 2 koruması ile birlikte üzerinize yaylım ateşi açan bir hedefi durdurmaya çalışırken aynı anda peşinizdeki polisle de uğraşmak zorlayıcı olabiliyor ama tabi ki eğlenceli bir zorluk. 2-3 denemede geçemeyeceğiniz bölüm yok gibi, en azından ben geçtim (ki çokta iyi bir oyuncu sayılmam genel olarak) :). 20-30 dakika da bitirebileceğiniz eğlenceli bir flash oyunu daha, boş vakitlerinizde ya da kafanızı dağıtmak için ara verdiğinizde oynamak için birebir.

İstanbul Efsaneleri: Lale Savaşçıları

Yazarın Notu: Türk oyunlarını derlediğimiz ama yayına geçmeyen bir blog için yazdığım ufak bir yazıydı bu. O blog projesi tamamen iptal olduğuna göre burada yayınlamamda bir sakınca görmüyorum. Bu arada bu oyunda gelmiş geçmiş en iyi Türk yapımı oyundur benim gözümde. Hala aşılamadı, yaklaşıldı ama aşılamadı :).


Lale Savaşçıları 1994 yılında SiliconWorx ekibi tarafından Amiga için çıkarılmış bir rol yapma oyunudur. Daha sonra SiliconWorx ve Compuphiliacs iş birliği ile PC'ye de aktarılmış ve 1996 yılında Raks New Media tarafından piyasaya sürülmüştür.

İstanbul'un fantastik bir versiyonunda geçen oyun kendine has bir dünya, karakter ve büyü sistemi içermekteydi. Dönemin SSI RPG'lerine benzer bir tarzda olan oyunda oyuncu 4 karakterden oluşan partisini yaratıp oyun dünyasına dalıyordu. Oyun tamamen sıra tabanlı idi. Oyuncunun dolaştığı dünya birinci şahıs perspektifinde ama savaşlar izometrik grafiklere sahip bir başka haritada geçiyordu.

Oyunun Hikayesi (Yapımcılarının Ağzından):
"Oyun günümüz İstanbul’undan büyük bir tesadüf sonucu İstanbul Efsaneleri hayali dünyasına geçen 4 kafadarın başından geçen traji-komik, hemi de fantastik öyküleri anlatır. Otoparka kaçan toplarını almak için burunlarını soktukları olaylar, lalelerimizi hiç beklemedikleri, ilgilenmedikleri ve başlarını çok ağrıtacak dev bir kahramanlık öyküsünün başrolüne oturtuverir. Onlar, o adsız, o mütevazı, o “cesuryürek” laleler, çaresiz İstanbul’u bağnazlığın karanlık pençesine düşürmek üzere olan “Şeyh Cehalet”in önüne çıkacak kadar salak son kahraman demeti olacaklardır."

Oyunun yapımcıları 2005 yılında yeni bilgisayarlarda sorunsuz şekilde çalışacak bir Lale Savaşçıları Dağıtımı yayınladılar.

Kaynak için tıklayınız.

Yıl: 1994, 1996
Platform: Amiga, PC
Yapımcı: Siliconworx, Compuphiliacs
Yayıncı: Raks New Media
Web: http://www.stillpsycho.net/%C4%B0stanbul_Efsaneleri

Tosla


Geçenlerde bir forumda gezinirken Türk yapımı ufak bir oyuna rastladım. Tosla adlı bu oyunda amacınız trafikteki araçları hızlandırıp durdurarak çarpışma yaşanmadan olabildiğince çok aracın geçmesini sağlamak. Açık kaynak kodlu bu oyun python ve pygame kullanılarak geliştirilmiş. Geliştiricisi anladığım kadarıyla özgür yazılım camiasından biri, çünkü oyunun Pardus'ta kolay kurulabilmesi için pisi paketi hazırlanmış. Oyunun windows için bir exe paketi mevcut, bunun dışında diğer sistemlerde de kaynak kodlarını indirip sisteminizde eğer python ve pygame kuruluysa hemen oynamaya başlayabilirsiniz. Bunun dışında daha önce de söylediğim gibi Pardus için pisi paketide hazırlanmış durumda. Oyunun download sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

ViralFire App Store'da


ViralFire GGJ Ankara'da geliştirilen oyunlardan biriydi. Diğer GGJ oyunları gibi bunu da adam gibi oynamadığım için özel bir yazı yazmadım. Ama bu bir inceleme yazısı değil, haber yazısı. Iphone için geliştirilen bu oyun App Store'da ücretsiz olarak yayınlamış. Iphone sahibi iseniz bir deneyin.

GNILLEY

Global Game Jam'de geliştirilen oyunlara daha fazla yer ayırmak isterdim ama oldukça yoğunum ve günlük 2 post sözümü yerine getirmek bile oldukça zor olmaya başladı, yine de pişman değilim :). İşte bu yoğunluk yüzünden oyunlara inceleyip yazacak kadar vakit ayıramıyorum. Ama işte arada kesinlikle değinmem gereken oyunlar çıkıyor ki GNILLEY'de bunlardan biri.

GGJ'de Sydney merkezinde geliştirilen oyunda kontrol cihazı olarak mikrofonu kullanıyoruz. Oyundan daha fazla bahsetmeyeceğim, onun yerine bir resim bin sözcüğe bedeldir sözüne güvenip oyunun sunum görüntülerini paylaşıyorum sizlerle. Kesinlikle izleyin, oyuna bayılacaksınız :).

STABD

Global Game Jam 2010'da bu sene Ankara çok keyifli zaman geçirip birçok güzel oyun geliştirdik. Açıkcası hepsine hak ettikleri ilgiyi göstermeyi isterdim ama ne yazık ki vaktim yok. Ama Dijital Oyun Kültürü blog'unda bu sene Ankara merkezinde geliştirilen oyunlar bir yazıda derlenmiş, bende kolaya kaçıp o yazının linkini veriyorum size.

Bu yazıda ise GGJ'de bizimle Ankarada olmasa bile İsveç'ten katılan iki arkadaşımın oyununu tanıtacağım. Oyunun adı Shapeshifting Tree Alien's Banana Deception. Eğlenceli bir platform oyunu. Bildiğiniz gibi bu sene ki tema "Deception - Aldatma" idi. Ayrıca bulundukları merkezde onlara verilen kısıtlama sözcükleri ise "Monkey (maymun), Donkey (Eşek) ve Key (anahtar)" olmuş. Oyunuda Adam Atomic'in ünlü flash oyun motoru Flixel ile geliştirmişler.

Oyunda iki karakter kontrol ediyoruz. Biri maymun ve diğeri eşek. Maymun daha yükseğe zıplayabiliyor ve duvarlardan sekerek zıplayabiliyor. Eşek ise daha uzağa zıplayabiliyor. Ayrıca yolda karşınıza çıkan maymunlar ve eşekler eğer aynı türdenseniz size zarar vermiyorlar. Oyunun basit retro grafikleri eski tarz platform oyunu havasına uymuş. Ayrıca GGJ'de bize sunulan opsiyonel hedeflerden biri olan oyun ses ve müziklerinin tamamını insan vücudundan çıkan seslerle yapma hedefini başarmak için bütün oyun seslerini mikrofon yardımıyla kendileri kaydetmişler. Bu da oldukça komik ses efektleri ortaya çıkarmış. Son olarak oyun oldukça zor ya da ben kötü bir platform oyuncusuyum :). Eğlenceli bir 5-10 dakika için ve oyunu bitirip bana hava atmak için deneyebileceğiniz bir oyun STABD.

Oyunu oynamak için tıklayın.

Canabalt


2009'un en başarılı yapımlarından biriydi Canabalt. Adam Atomic ve Danny B tarafından ortaklaşa geliştirilen oyun ömrüne bir flash oyunu olarak başlayıp ardından iphone'a port edilmiş ve iki platformda da oldukça çok ilgi görmüştü. Kesinlikle hak edilen bir ilgiydi bu.

Canabalt tek bir tuşla oynanan hızlı bir aksiyon oyunu. Oyunda arkaplanda bütün şehir büyük bir yıkıma uğrarken, yalnız bir adam yani siz binaların çatılarında koşarak ve bir sonraki binaya atlayarak bütün bu yıkımdan kaçmaya çalışıyorsunuz. Oyun tamamen prosedürel olarak yaratıldığı için her oynayışınızda oyun dünyası değişiyor. Güzel grafikleri, müzikleri, basit ama eğlenceli oynanışı ve siz başarılı oldukça artan adrenalin yükleyici hızı ile enfes bir oyun Canabalt. Sakın denemen geçmeyin.

Assemblee Sonuçları Açıklandı

TIGSource forumlarında sık sık ilginç yarışmalar düzenlenir. En son düzenlenen yarışmada bu haberimizin konusu olan Assemblee idi. Bu ilginç yarışmada ilk ay grafiker ve müzisyenler oyunlarda kullanılabilecek çeşitli grafik ve müzik parçaları hazırladılar. İkinci ayda programcılar ve tasarımcılar bu hazırlananları kullanarak oyunlar geliştirdiler. 2 ayda bitince sıra oylamalara geldi ve işte sonuçları karşınızdalar.
  1. Bitworld 72 oy (7.9%) – slick 2d/3d roguelike
  2. Dungeons of Fayte 63 oy (6.9%) – co-op action/RPG
  3. Realm of the Mad God 57 oy (6.2%) – massively multiplayer fantasy
  4. Mr. Kitty’s Quest 51 oy (5.6%) – explorey action adventure game
  5. BirdyWorld 38 oy (4.2%) – Zelda-like where players create the world as they explore
  6. Backworld 33 oy (3.6%) – platformer about painting
  7. Tiny Crawl 33 oy (3.6%) – streamlined room-based RPG
  8. s h i n e 32 oy (3.5%) – survival horror
  9. The King, the Queen and the Jester 29 oy (3.2%) – first person dungeon crawl
  10. Great Dungeon in the Sky 27 oy (3%) – platform game with many characters

Yarışmaya katılan bütün oyunlara buradan göz atabilirsiniz. Bunun dışında yarışmanın ilk kısmının kazanı da herkesin beklediği gibi süper Lo-Fi Fantasy Tileset'i ile Oryx oldu. Birinci bölümde üretilen bütün müzik ve grafiklere buradan (bi sürü resim var, dikkat) ulaşabilirsiniz, hepsi Creative Commons ile lisanslanmış durumda ve ticari olmayan projelerde kullanıma uygun.

Ayrıca forum mod'larından Melly Box Art Yarışması düzenlemiş, oldukça güzel çalışmalar mevcut.

One Button Bob

One Button Bob, adında da belirtildiği gibi tek tuşla oynanan minik ama eğlenceli bir oyun. Indiana Jones kılıklı karakterimiz Bob'ı sadece tek bir tuş kullanarak karşısına çıkan engellerden kurtulmasına yardımcı olup, zindanda ilerlemesini sağlıyoruz. Karşınızda kısa bir sürede bitirebileceğiniz, küçük olmasına rağmen hem eğlenceli hem de boyutuna göre oldukça kaliteli bir yapım var. Bu tarz Flash oyunlarını seviyorsanız bir şans verin.

Gnop


Gnop
ismine de dikkat ederseniz fark edebileceğiniz gibi Pong oyunu üzerine bir güzelleme. Başta klasik bir pong oynuyormuş gibi hissedebilirsiniz ama kısa süre içerisinde farklı bir oyunda olduğunuzu fark edeceksiniz. Ekranda bulunan ve başta size anlamsız gelen yazıların bir anda ipuçları olduğunu fark etmek oldukça eğlenceli idi. Sola doğru ilerlerken ipuçlarını doğru yorumlamalı ve birazda şanslı olmanız gerekiyor. 5-10 dakika içerisinde bitirebileceğiniz, kısa ama zevkli bir zeka oyunu Gnop.

Ninja Ropes Extreme

Günün oyunu sevgili Disq'ten geldi: Ninja Ropes Extreme
Oyun oldukça basit: Aynı anda en fazla iki ip kullanabilen ninjamızı, bilimum nesnelerden sallandırarak götürebildiğimiz kadar ileriye götürmeye çalışıyoruz. Tabi bu sırada hızımıza, yönümüze, momentumumuza ve bölümdeki itme kuvvetlerine dikkat etmemiz gerekiyor. Oyunun tek kontrol aracı sol mouse tuşu.

2010 için 101 Bedava Oyun

1Up.com 2010 için 101 bedava oyun adında bir liste yayınlamış. Kesinlikle süper oyunlar barındıran bir liste. En sevdiğim yanı da oyunları türlerine göre ayırmaları oldu. Ama en beğenmediğim yanı Rpg'leri adventure'larla bir araya alıp yerlerini kısmaları oldu. Keşke iki türede ayrı ayrı daha bol alan ayırsalarmış. Oyuncu olarak kaçmayacak bir liste.

Arise!

Ve evet, dirilme vakti geldi. Hayat bizi kimi zaman istemediğimiz kararlar almaya zorlasa da (siteyi bırakmak, ara vermek vb.) görünen o ki bizi gerçekten sevdiğimiz şeylerden koparamıyor. İşte tekrar karşınızdayız. Ani bir atakla geri dönüyoruz. Döneceğimizi çok önceden söylemiştik ama herhalde bu kadar aradan sonra kimse beklemiyordu döneceğimizi değil mi?

Sitenin geleceği nasıl olacak açıkcası hiçbir fikrim yok. Siteyi tekrar açmadan önce oturup konuşmak plan yapmak istedik. Kafamızda fikirler vardı. Ama görünen o ki oturup fikirlerimizi tartışıp kararlar almaya bile vaktimiz yoktu. Önemli değil, hayatın bizi sıkıştırmasına alıştık. Artık beklemeyeceğiz. Yine dönem dönem aralar verebiliriz ama site içimizden biri vakit ayırabildiği sürece devam edecek. Yenilik planlarımızı fırsat buldukça sessizce, derinden ama hızla hayata geçireceğiz.

Bu yazıyı yazmak bile beni heyecanlandırmaya yetti. Aklıma da ilginç bir fikir geldi, uygulamaya sokuyorum, haydi bakalım. Sitenin açılışının şerefine 1 hafta boyunca hergün en az 2 post olacak! 15 Şubat'a kadar siteye geldiğinizde en az 2 yeni yazı bulacaksınız. Evet, kaşınıyorum ama o kadar zor olmaz herhalde, alt tarafı 2 yazı? :).